Hiç tanımadığın birinden cevap beklerken yakalamak kendini… Yalnızlığın en acımasız hali bir gece vakti esir alır. Acıtır en derinden. Kim olduğunun ne olduğunun önemi yok. Yanımda ol yeter. Sessiz bir ölüm gibidir gece ve yalnızlık. Biri çöker diğeri can alır. Bir cesetten fazlasını bulamazsın yalnız olanda.
Hiç tanımadım seni. Alt üstü birkaç mesaj mı beni sana bağlayan. Bu kadar muhtaç olur mu insan kalabalığa. Bir kişilik kalabalıklar bir kişinin yalnızlığını alır gider ya işte öyle bir şey senden gelecek cevap da. Bir fotoğraf yalnızlığı olsa gerek bunun adı. Bakarken özlemek yoksun diye hiç tanımadan da olsa.
Yok kimse yok. Sen de yoksun bir başkası da… Aniden bir kalabalığa giriyor insan, yürüyemiyor kalabalıktan. Birden teker teker kayboluyor insanlar, tek kalıyor koskoca sokakta. Uzaktan birini görüyor, uzun mu uzun saçları, sadece gülümsüyor. Ve peşinden koşuyorsun kim olduğunun önemi yok. İşte böyle bir şey yalnızlık. Yorulursun koşarken ama yine yalnızsındır. Çünkü sana da bulaşmıştır.
Dağ evinde mızıka çalan o kız sıcak çikolatasını yudumlarken neden isyan ediyor yüreği? Ve baş başa kalmak istiyor mızıkasıyla. Aşk üflüyor rüzgara. Bir müzik alıp götürüyor geceyi sabaha. Yalnızlık işte böyle bazen kaçabildiğimiz bir dağ evidir. Bazense sessiz bir ölümdür mızıka çalan o kıza rağmen.
“Başbaşa bırakın beni hayalimdeki dağ evimle” diye başlar yalnızlığın şarkısı. Uzaktan hoş gelir mızıkanın o ince sesi. Sıcak çikolatasını yudumlarken insan arada dili yanar da fark etmez. Çünkü en uzağa kaçmıştır onu rahatsız eden ne varsa. Her kaçışında daha da uzaklaşır. Daha sık kaçmaya başlar, daha uzundur artık kaçışlar. Farketmez o hayalindeki dağ evinin artık başka bir dünya olduğunu. Ve o dünyadan buraya gelmenin artık çok zor olduğunu… Ama zaten umrunda da değildir. Mutludur o dağ evinde mızıkasına üflerken. Gülümseyen o mızıka zaman geçtikçe ağlamaya başlar. İşte o zaman hisseder insan yalnızlığın ayazını. Artık geceyi gündüze bağlamaz olur müzik. Hep gecedir yalnızlığın son durağında. Ve ayazı üşütür, hasta düşer insan. Geri dönmek ister kalabalığına. Hayalindeki o dağ evinde bir hayal yaratır. Bir gece onu görür bir ağacın ardında. Ardından koşar yakalamak için. Yakalayamasa da hep umutludur. Her gece görür ve her gece devam eder kurtuluş umudu o hayalindeki dağ evinden ve yalnızlıktan. Her gece bekler, her geceyi bekler o hançer saplanırken yüreğine yavaş yavaş. Ve son… ya bir başlangıçtır, ya da gerçekten son…
.
Emrah YUMUK
25.08.2010
.