Hastalık giderek yayılıyor. %80′e ulaşmış durumda. Farkında olanlar durumdan endişeli.
En başta televizyonlardan ve gazetelerden bulaşıyor. Ve celladına aşık olan herkes hastalığında büyük bir aşama kaydetti.
Hastalığın genetik olarak bulaşma olasılığından da korkuluyordu. Ve olan oldu, 3 çocuğun 3′ü de aynı babası.
Daha fazla üremeliler ki hastalık normalmiş gibi görünmeli. Hasta olmayanların hasta olduklarını iddia edebilmek için çoğunluk olmak önemli.
Siz üreyin biz bakarız diyorlar. Çünkü her hasta adayı daha da çoğalmak için bir fırsat.
Hastalığın farkında olanlar bir şekilde susturuluyor. Böylece hastalığın daha da yayılması mümkün kılınıyor.
Sefalet, umutsuzluk, cinayet, tecavüz, kavga, cehalet, katil, hırsızlık, dayak… eğer bu kelimeleri daha fazla duymaya başladıysanız hastalığın taşıyıcılarıyla tanışmışsınız demektir. Dikkatli olun.
Her şeyin kilit noktasında kadın bulunuyor. Bu bilindiğinden dolayı ilk önce kadınlar etkisiz hale getiriliyor ve getirilmeye çalışılıyor. Çünkü birey olamazlarsa araç olurlar.
Hastalığın yayılmasında elinden geleni ardına koymayan malum şahıslar kadınları yeri dibine sokmak için de elinden geleni yapıyorlar.
Hastalığın kökeni çok daha eskilere dayanıyor. Bir zamanlar yeni doğan kız çocuklarını diri diri toprağa gömen de bu hastalıktı. Kısa bir süre kontrol altına alınmış olsa da farklı şekillere bürünüp bir çok kez ortaya çıktı. Bu sefer kadınları yok etmiyor, araç haline getirip kullanıyor. Hastalıklı zihinlerin daha da çoğalması için var gücüyle çalışıyor.
Var olan bu durumu yok etmek için olası bütün çözüm yollarının denenmeye başlanması imkansızlaşıyor. Çünkü ilgili kişilerin bir bir etkisiz hale getirilip bir şekilde ülkeden kaçması veya parmaklıklar ardında tutulması sağlanıyor. Bir taraf güç kazanırken diğer taraf hep kan kaybediyor.
Direniş hala devam ediyor. Fakat bazı şeyler en fazla erteleniyor, çözüm adına bir ilerleme mevcut değil.
Daha fazla umutsuzluk, daha fazla güvensizlik salgılanıyor ki ister istemez herkes etkileniyor. Çünkü salgılanan umutsuzluk ve güvensizliğin arkası tam anlamıyla dolduruluyor. Bu da kaçmaya zorluyor insanı, kalnırsa yaşamak için gerekli her şeyin elinden alınacağını biliyor.
Geleceğe umutla bakanların sayısı her geçen gün azalıyor. Hastalığın genetik davranışlarının değişebilme ihtimali olsa da bunun için gerekli önemler alınıyor. Medya aktif halde kullanılıyor.
Hastalığın daha hızlı yayılmasındaki en büyük sorunlardan birinin internet olması sebebi ile yasaklama ve kısıtlamalar artıyor. Kitlelerin sanılandan daha büyük olması sebebi ile her şey o kadar kolay olmuyor.
Ve kitleler yavaş yavaş keskin bir şekilde ikiye ayrılıyor. Hasta olanlar ve hasta olmayanlar. Herkes farklı fikirdeki kişinin hasta olduğunu iddia ediyor. Ama bu konudaki en büyük gösterge yine vicdan oluyor. Hastalığın en büyük belirtilerinden biri vicdansızlık.
Emrah Yumuk
03.06.2012