Çok ama çoook uzun bir aradan sonra tekrar seyir defterime bir şeyler yazıyor olmak ne güzel ! Neler geldi bu seyir defterimin başına sormayın. Hepsini anlatacağım birazdan…
En son yazımı 19 Temmuz 2009′da yazmışım. Tarihin buğulu sayfalarına gömülmüş biraz daha yazmasam 1 seneyi bulacak. Ama yettim gari… Geldim taa nerelerden. Çok yol katettim bu arada…
Şimdi bi özet geçiyorum 19 Temmuz’dan itibaren benim ve seyir defterimin başına gelenleri…
20 Temmuz 2009 – 01 Ağustos 2009 – websitemin alanını satın aldığım sitemde.com iflas ediyor ve eyvah gitti benim yazılarım diyerekten geçiyorum günlerimi. Bir tarafta askerliği kara kara düşünürken diğer tarafta bu website işleri ağır ağır içime oturuyor. neyse ki sitenin sahibiyle iletişime geçip websitemin yedeklerini alıyorum. Ama o da ne !!! idareten dosyalarımı yüklediğim freehostia’da her şey oluyor ama şu blog işini halledemiyorum. olmuyor olmuyor olmuyor. Ne yaptıysam olmuyor. Ve askere blogsuz gidiyorum ama websitem aktif durumda en azından onu kurtarıyorum
01 Ağustos 2009 – Askeriyeye ilk adımımı attım. Tuzla Piyade okulunda sınava girdim. Bakalım uzun dönem mi çıkacak yoksa kısa dönem mi diye heyecan içindeydim. Gerçi kağıt üzerinde kısa dönem istemiştim ama askerde her şey istediğiniz gibi olmuyor. Hatta genelde tersi oluyor… Orda yaşadıklarımı şimdi hiç anlatasım yok. Yazarsam tekrar yaşıyor gibi olacağım. O anı tekrar yaşamak mı? Hayıııırrr….
09 Ağustos 2009 – Heyecanla sonuçların açıklanmasını bekliyorum. Gece saat 12′den sonra açıklanacak. site yoğun ilgiden dolayı kapalı neyse yarım saat sonra girebiliyorum. Ve sürprizzzz…. Eğirdir Dağ Komando – uzun dönem asteğmen… Ben ve ailem bilgisayar ekranı başında şok. Birimiz küt diye düşeceğiz ama hangimiz neyse ki düşmeden o şok anını atlatıyoruz. Sonra internetten fotoğraflara bakıyorum Eğirdir Dağ Komando Okulu’nun… ben yusuf yusuf.. aboovv. Ama hemen sonra refüze muhabbeti yüreklerimize su serpiyor. Çünkü 1 Nisan günü kolum kırıldığından en büyük refüze adaylarındanım Refüze ne demek? Refüze Eğirdir’den Tuzla’ya tren bileti demek…
11 Ağustos 2009 – Akşam saat 10′da “En Büyük Asker bizim asker” nidalarıyla Isparta otobüsüne cebren ve hile ile bindirilip Isparta’ya yollanıyorum. önümde uzun bi yolculuk var. hem de çooook uzun…
12 Ağustos 2009 – sabah 7′de Isparta’dayım. otobüsten inip kendime aynı yolun yolcusu 4 arkadaş daha bulup Isparta’yı geziyorum. Akşam saat 5′e kadar vaktimiz var. 5′te teslim olacağız. Isparta’yı gezdikten sonra öğlen saat 12 gibi bir de şu bizim eğirdir’i görelim diyoruz ve eğirdir’e doğru yol alıyoruz. Eğirdir o kadar güzel bir yer ki… o eğirdir gölü gerçekten muhteşem derken gözüme o komado yazan sivri dağlar takılıyor… Adeta o dağları müsait bir yerimde hissediyorum ama son anda refüze rüyası imdadıma yetişiyor. Gölün kenarında yediğimiz o güzel tostlardan sonra bizim dağcıların mekana teslim oluyoruz.
14 Ağustos 2009 - Sonunda “Komando Olamaz” damgası yiyip 3 günlük şanlı komando olarak Tuzla Piyade Okulu’na tren biletimi alıyorum. Uzun ve yorucu bir tren yolculuğundan sonra askerde başladığım noktaya geri dönüyorum takvimler 15 Ağustos’u gösterirken… Yer: Tuzla Piyade Okulu. Karşılama töreni muhteşem
15 Ağustos 2009 – 30 Ekim 2009 - işte bu arada piyade okulu maceram başlıyor. 15 gün rastgele bir bölükte “ölene kadar mukoko” yaptıktan sonra kuraya giriyoruz ve ben “Hudut” çekiyorum. Başka bir bölüğe geçip Hudut Kartalı olarak maceralarıma devam ediyorum. ee mukoko biter mi? e bitmez tabi. bitmiyor da zaten 26 Ekim’e kadar sürüyor ve sıra geliyor yer kuralarını çekmeye. Kurada talih kuşu başıma konuyor ve “Hatay-Kırıkhan” ı çekiyorum. Üniversiteden 2 arkadaşımın memleketi. Hele hele biri Kırıkhanlı… ne nokta atışı ama Derken 30 Ekim’de bi mezuniyet töreni yapıp bizi piyade okulundan sepetliyorlar. 15 gün meyil iznimiz var tabi en güzeli de bu…
14 Kasım 2009 – 26 Aralık 2009 – Şimde de Hatay yollarına düşen ben sabah 8′de Hatay’a varıyorum. Arkadaş gelip alıyor ve onun eve gidiyoruz beraber. ilk hafta Kırıkhan’da taburda oryantasyon görüyoruz diğer asteğmen arkadaşlarla. 5 gün sonra bölüklerimize postalıyorlar bizi. açılın yoldan 2. Bölük 4. Hudut Takımı Takım Komutanı geliyor… Namı diğer Sucu Karakolu Komutanı… neyse en sonunda beni Karakoluma götürüp bırakıyorlar. 30 askerim, 1 uzman çavuşum ve 1 astsubayımla ben Suriye sınırında 6 kilometrelik sorumluluk sahamızı korumaya başlıyoruz… ama daha gider gitmez ne duyayım sucu karakolu yıkılacakmış o yüzden yakında çok çok yakında taşınılacakmış. e nereye gitsem yıkılıyor Aralığın sonuna doğru taşınma emri geliyor ve komşu karakol Halepli’ye taşınıyoruz…
26 Aralık 2009 – 05 Mayıs 2010 – Günler günleri kovalıyor, haftalar haftaları… derken hoş, nahoş, eğlenceli, sıkıntılı, ilginç, saçma, yeşil yeşil hep yeşil günler geçip gidiyor. O kadar geçiyor ki yılbaşını bıraktım yıl ortasına az kalıyor. Ve benim izin zaman gelip çatıyor… oleyyy yarın izne çıkıyorum
06 Mayıs 2010 – 15 Mayıs 2010 -Ve sabah ilk uçakla İstanbul’a uçuyorum. yok öyle artık uzun uzun yolların kahrını çekmek Bir buçuk saat sonra İstanbul’a varıyorum. Oh ne ala memleket… İstanbul’un trafiğini bile özlemişim yaa… Sonra izin yarıyor bana günler de inadına hızlı hızlı geçiyor. Bir ara diyorum ki “aaa benim bi tane blogum vardı acep hali ne olacak?” Şu sorunu halledeyim diye araştırma yapıyorum olmuyor. “En iyisi yeni bir alan alıp yoluma devam etmek, elimde yedeklerim var nasıl olsa onlar hallederler.” diyorum ve sonunda webgrup.com’u seçiyorum (yakuter sağolsun). içimden dua ediyorum iflas etmesinler diye…
16 Mayıs 2010 – Ve sonunda Seyir Defterim’e kavuşuyorum… Mutlu son… yeni bir başlangıç.. Gecenin bi vakti 16 Mayıs Pazar gününün ilk saatlerinde bu yazıyı yazıyorum. sonuna da geliyorum yazımın..
Hoşgeldim… Hoşgeldin Seyir Defterim…