eurovision, yurovizyon, erovizyon.. her ne diyorsanız… “eurovision”a şu gitsin bu gitsin, şarkı ingilizce mi olsun, türkçe mi derken bir “eurovision” daha çattı geldi. yepyeni kurallarıyla bambaşka bir “eurovision”muş bu. bu sefer yakın ülkelerin birbirine torpil yapamayacağı söylendi. kurallar ona göre ayarlanmış.
vay be dedim bir bakayım şu kurallara “eurovision” kurucuları direkt finaldeymiş. geçen senenin birincisi hariç diğerleri elemeye katılacaklarmış. gerçekten de torpil engellenmiş mi oldu şimdi? zaten o torpil ya da siyasi yakınlık, komşuluk vb. ilişkiler yüzünden şu “eurovision”un “eurovision”u kaale almayan kurucuları hep sonlarda yer alıyordu. şimdi farklı bir şey mi olacak? yine sonlarda yer alacaklar ama sorun olmayacak, nasıl olsa seneye yine finaldeler.
“top benim oynamayı bilmesem de beni oynatmak zorundasınız, yoksa topumu alır giderim siz de oynayamazsınız”
bu bize de hiç de yabancı değil. bir yerlerden tanıdık geliyor.
bu akşam eurovision’da bizi mor ve ötesi temsil edecek. aynı hareketi yapan 4 erkek dansçı ve önlerinde yarı çıplak bir kadın’ın bizi temsil etmeyişi ve şarkımızın türkçe olması sevindirici tabi. her ne kadar gitti gül gibi puanlar desek de deli şarkısını beğendik. eurovision’da iyi bir derece yapamasa bile arada bir dinleyeceğimiz bir deli şarkımızı var en azından. rimi rimi ley gibi superstar gibi ertesi gün bir an önce unutmaya çalıştığımız ve bir daha kesinlikle dinlemeyeceğim diye yemin ettiğimiz şarkılardan biri olmayacak deli. he bi de shake it up şekerim vardı :) bu ismi duyunca ağlanacak halimize gülesim geliyor.
bu akşam ne mi olacak? mor ve ötesi (4 tane adam gibi adam) çıkacak şarkısını türkçe söyleyecek. ingilizi, fransızı, yunanı hiçbir şey anlamasa da bize çok şey anlatacak o şarkı. kulağına hoş gelen oy verecek. umrumuzda sanki ister 3. olalım ister sonuncu seneye finale katılacaklar belli biz yine yarı finale katılacağız. ertesi gün şarkıyı tekrar dinleyecekler olacak, sonraki hafta, sonraki ay ve sonraki yıllarda… adından az önce bahsettiğim o ne idüğü belirsiz şarkılar gibi müzik çöplüğünü atılmayacak, hafızalardan silinmeyecek.
seneye mi? seneye de sil baştan türkçe olsun ingilizce olsun vıdıvıdıları başlayacak. bazı sivri zekalılar yarı ingilizce yarı türkçe olsun da diyecek (bkz. shake it up şekerim). şu gitsin bu gitsin her kafadan bir ses çıkacak.
türkçe mi ingilizce mi, yoksa ortaya karışık mı? bi daha ki seneye hiçbiri olmasın Gevende gitsin. ya da ceza gitsin ingilizce bir şeyler söylesin, söyleyecek çok şeyi vardır onun. 4 dk.ya bi kitap sığdırır. ama aslında en çok istediğim ismayil yk veya cancankan.. bilimkurgu filmi gibi izlettirirler kendilerini. sene 2123 Türkiye…
bu yazıyı niye yazdım? “eurovision”u çok mu sevdiğimden, çok mu ilgilendirdiğinden.. yok canım ne alakası var. canım sıkıldı günün anlam ve önemini belirten birkaç laf edeyim dedim. ne de olsa bir yarım akıllı bir yarım deli, he bi de dört yanım akıllı bir yanım deli… daha ne olsun.
Bir yarım akıllı bir yarım deli
Dört yanım akıllı bir yanım deli
Herkes akıllı bir ben deli
Bir ben deli…