“İnsan beklemeyi ancak, bekleyeceği bir şey kalmadığı zaman öğrenir.” Voltaire

Yıllar ardı ardına geçip giderken gözlerinin önünden. Hala inat ediyordu gözleri yaşlanmamak için. Bir çocuk gibi bakıyordu çoğu zaman, çünkü bir çocuk kadar büyüktü yüreği. Ve o kadar büyük bir sevgiyi taşıyordu ki içinde, onu bekliyordu, ve bekledi de elinden geldiğince.

Yüreğinde ne kadar sevgi varsa biriktirmiş, kimseye göstermemiş yalnız bir çocuktu o. En güzel misketlerini saklar gibi sakladı onu, bazen kendinden bile. Zamana meydan okuduğunu zannederken hayatta tek yenildiği zamandı işte. Çünkü zamansızdı bütün aşkları, bütün savaşları.

Niye bunca zamandır bekledi? Hani aşık olduğunda zaman durur derler ya, işte zaman ona da öyle durmuştu sanki. Kendine göre beklememişti, sadece sevmişti ve onsuz olamayacağını anladığında da sevdiğini söylemişti.

Ve bir gün kendine geldiğinde yıllar geçmişti artık. Beklenen sevgili zamana yenilmişti. Ve farkındaydı iki kaybedeni olan bir savaştı aşk. Ve bu savaşta tek yaralı vardı o da kendisi. Umrumda mıydı sanki o yıllardır umutla beklediği sevgilinin, umrumda mıydı zamanın?
Ve yine yalnızdı hiç olmadığı kadar. Eskiden yalnızken hayalleri vardı, gözlerini kapatsa karşında onun o güzel gözleri gelirdi. Yalnızlık en sevdiğiydi, çünkü en sevdiğini getirirdi ve usulcacık onun kollarına bırakırdı. Şimdi ise gözlerini kapattığında karanlık vardı, büyük bir boşluk, kaç kez bıraktı kendini bu boşluğu. Yüzlerce kez ölmek bu olsa gerek.
Eskiden beklerdi. Geleceğini biliyordu çünkü. Bir gün elbet elleri ellerinde koşacaklardı mutluluğa. Bekledi, bekledi, bekledi… Ve sonunda o beklediği gün geldi. Karşısındaydı işte. Ne dese de hiç gitmese. Ve işte o zaman anladı hayli zaman geçmiş, yaşlanırken hayat yerinde duramayan bir çocuk bırakmış bu aşk ardında. Daha çocukluk aşkını yaşayamamış koca bir çocuk ve karşısında artık birini gerçekten sevip zamanı gelince evlenmeyi düşünen genç bir hanımefendi. Ve arada uçurumlar, uçurumlar… Derler ya o günü bir daha yaşasıydı, ertesi gün uyandığında tekrar aynı güne uyansaydı belki o zaman her şey farklı olurdu. Çünkü o çocuk o gün büyüdü. Çünkü ilk kez o gün kaybetti ve o günden sonra bekleyecek bir şeyi kalmadı artık. Çünkü beklenen çoktan uçup gitmişti. Zaman ardına kattığında hayallerini artık çok geçti. Çok geç…

Bir sabah uyandığında her şey bitmişti artık. Penceresini açıp kaldığı yerden devam etti hayatına. Beklemeyi öğrenmişti, kaybetmeyi, özlemeyi, çaresizliği ve gerektiğinde bitirmeyi… Ve bittiğinde her şey biliyordu ki zaman yeni başlangıçlara gebeydi. Ve ilk defa onsuz yeni hayallere daldı, ve ilk defa onsuz kendi karanlığıyla baş başa yalnız kaldı. İçindeki o uçsuz bucaksız sevgi hala duruyordu aynı yerinde. Tekrar beklemeye koyuldu o sevgiyi hak edecek birileri gelir diye. Birikti, birikti, birikti… Hiç tanımadığı, ismini bile bilmediği, belki de daha önce hiç görmediği bir hayaldi onunkisi. Ama bekleyince oluyordu, isteyince oluyordu işte, bunu daha önce öğrenmişti. Ve gözlerini kapadı, biraz gerçek biraz düş… Hepsinin iç içe geçtiği bir dünyada nefes alıp veriyordu artık…

.

Emrah Yumuk
21.12.2008

.

C# Server İç (Internal) IP Alma

C#’ta server iç (internal) ip adresi alma:var ipAddress = Dns.GetHostEntry(Dns.GetHostName()).AddressList.FirstOrDefault(ip => i...… Devamını oku...